Sıkça Sorulan Sorular

Arayüz fırçaları, herkes tarafından kullanılan bir üründür; ancak diş teli tedavisi gören kişilerin özellikle kullanması çok önemlidir. Diş fırçasının ulaşamadığı bölgelerin temizliğini sağlayan arayüz fırçaları; braketlerin ve diş tellerin aralarına ulaşarak hijyeni sağlar. Ortodonti fırçalarına göre daha sert yapıda oldukları için çok bastırmadan hafif bir şekilde fırçalanmalıdır. Bu işlemi normal diş fırçalama işleminden sonra yapabilirsiniz.

Ortodontik tedavi öncesinde, takılacak diş tellerinin konuşmayı etkileyip etkilemeyeceği kişiler için bir soru işaretidir. Özellikle yetişkin bireyler için bu soru işaretinin kaynağı; iş ve sosyal yaşantılarıdır. Taktıracakları diş tellerinin, konuşmalarında sorun yaratabileceğini düşünen ve bu endişeye kapılan pek çok kişi ortodontik tedaviden vazgeçmektedirler. Bu soruyu yanıtlandıracak olursak; tel tedavisinin konuşmayı doğrudan etkilemediğini söyleyebiliriz. Yalnızca; tellerin takıldıktan sonraki 1 haftalık süreç adaptasyon süreci olacağı için konuşma esnasında çok ufak bozukluklar meydana gelebilir. 1 hafta sonrasında ise bu ufak bozukluklar tamamen kaybolmuş olacaktır.

Ortodonti tedavisi öncesinde çekilen dişlerin ardından kalan boşluklar ortodonti tedavisi uygulandıktan sonra bu başlıklar kalmaz. Diş çekildikten sonra diş telleri yardımıyla boşluklar kapatılır. Çene kemiğinde yaptırılan hareketlilik ile dişler boşluğa yerleşir. Dişlerin diğer taraflarında kalan boşluklar ise kemik oluşumları ile kapanır. Hastanın estetik görünümünde sorun yaşanmaz.

Ortodontik tedavi işlemlerinde bazı durumlarda diş çekimi yapılması gereklidir. Çekimlerin gerçekleştirilme nedenlerini sıralayacak olursak; çenedeki darlığı onarmak, diş alanında yer genişletmek, dişlerin sıralanmasında ki bozukluklar ve yapının en normal düzeye getirilmesi olarak sıralayabiliriz.

Üst çene darlığının tedavi edilmesi için en uygun yaş aralığı; 7-8’dir. Erken yaşlarda teşhis edilmesi durumunda, darlık problemi; hareketli ortodontik apareylerle ve hareketli plaklarla başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Fakat; 13-14 yaşlarına gelmiş çocukların tedavi süreçlerinde hareketli apareyler kullanılamamaktadır. Bunun yerine; sabit genişleticiler kullanılır. Unutmayın! Hiçbir şikayeti olmasa dahi çocuğunuzu erken yaşlarda diş hekimine götürmek için göstereceğiniz özen, onun yaşam kalitesini etkileyecektir.

Daha çok bebeklik döneminde uzun süre yalancı emzik ve biberon kullanan kişilerde, yine bebeklik ve çocukluk dönemlerinde parmak emme alışkanlığı olmuş kişilerde görülür. Solunum yolu rahatsızlıkları; üst çene darlığı ile birlikte birçok diş problemlerini de birlikte getirir. Solunum yolu rahatsızlıkları uzun süre tedavi edilmediği takdirde; bu rahatsızlıklar kronik hale gelerek, çocuk ağızdan solunum yapmayı alışkanlık hale getirir. Bu durumda ise çene yapısı ve çene yapısı ile birlikte dişlerin yapısı da olumsuz yönde etkilenir. Çok ciddi değişmeler ve anormal görüntülerin oluşması söz konusudur.

İster ön bölgede yapılmış olsun ister arka bölgede kompozit dolgular da dişler gibi boyayıcı gıdalardan etkilenmektedir. Dişler zamanla yenilen, içilen gıdalardan etkileniyorsa kompozit beyaz dolgularında yüzeyi bu gıdalardan etkilenmektedir. Fakat iyi bir temizlikle dış renklenmeler sıkıntısız giderilebilmekte, yapılan dolgular eski beyazlığına kavuşabilmektedir.

İkisi de porselen bazlı materyal olsalar da uygulanan vakalar farklılık göstermektedir. Porselen laminalar daha çok minimal çapraşıklıklarda, ön bölge diastema(boşluk) olduğunda, diş yüzeyinden fazla madde kaldırılmasını gerektirmeyecek durumlarda uygulanan ince yaprak gibi porselenlerdir. Porselen kuron uygulamaları ise ciddi çapraşıklık durumunda ortodontik tedavi görmek istemeyen hastalarda, dişte çok fazla madde kaybı olduğu zaman veya kanal tedavisi üzeri restorasyon olarak tercih edilmektedir.

Dişler ofis ve ev tipi uygulamalarla hastaların istediği doğrultuda beyazlatılabilmektedir. Fakat bu beyaz görüntünün idamesi, süresi hastanın kullanımına bağlıdır. Çay, kahve, sigara, şarap gibi boyayıcı maddeler beyazlatmanın ömrünü kısaltmaktadır.

Diş hassasiyetleri diş eti çekilmesi kaynaklı olabileceği gibi dişlerde yüzey aşınmaları (abrazyon) nedeni ile dentin tübüllerinin açığa çıkması sonucunda da meydana gelebilmektedir. Dişlere uygulanan fluor vernik uygulamaları, lazer tedavileri ve hassasiyet giderici diş macunlarının kullanılmasıyla bu sorun çözülmektedir.

Amalgam dolgularınızın bütünlüğünde bir bozulma var ise, dişle kenar uyumunda sıkıntılar, dolgu altından gelişen ikincil çürükler meydana geldiyse veya estetik olarak gri oluşu sizi rahatsız ediyor ise amalgam dolgular değiştirilebilir. Bu değişim sırasında amalgamın içerdiği cıva yüzünden koruyucu önemlerin alınması önerilmektedir

Dişler ağrı yaparak bir sorun olduğunu size anlatmaktadır. Şiddetli ağrılar ilaç içilerek ertelendiğinde zamanla diş nekroz olmaktadır. Bu durumda ağrınız geçse bile bir süre sonra dişte sallanma, abse ve çiğneme ile birlikte ağrı, yüz şişmesi gibi durumlar meydana gelebilmektedir. Ağrım geçti diye düşünmeyerek zamanında diş hekimine kontrol olmanızı tavsiye etmekteyiz.

Daha önceden yapılan kanal tedavisinin başarısız olması veya hastanın şikayetleri üzerine tekrar yenilenmesi durumuna retreatment yani kanal tedavisi tekrarı denilmektedir. Dişin kanallarından önceden yapılan dolgu materyali sökülerek dişin içi tekrar temizlenmekte ve kök ucuna kadar yeni dolum yapılmaktadır.

Dişlerde meydana gelen çürük lezyonu dişin pulpasına kadar ilerlediğinde ve dişler enfeksiyon belirtileri gösterdiği zaman kanal tedavisi uygulanmaktadır. Enfeksiyon belirtileri ise; spontan gelişen ağrılar, gece uykudan uyandıran ağrılar, sıcak-soğukta şiddetli ve devamlı ağrı, diş eti veya yüzün abse nedeniyle şişmesi gibi durumlarda kanal tedavisi uygulanmaktadır. Bu durumların dışında gerekli ise dişlerin protez hazırlığında veya dolgu tedavisinde meydana gelen pulpa açılmalarında da kanal tedavisi uygulanmaktadır.

Fissür örtücü olarak adlandırılan koruyucu dolgular dişlerin çiğneyici yüzeyindeki girinti ve olukların akışkan bir dolgu maddesi ile kapatılması işlemidir. Bu sayede dişlerin çiğneyici yüzlerindeki girinti ve oluklara gıda birikimi olmayacak ve dişlerin çiğneyici yüzeyden çürümesinin önüne geçilecektir.

Anne sütü şeker oranı yüksek bir süttür. Emzirme sonrası süt dişlerinin yüzeyi güzelce temizlenemez ise ve bebeğin sık sık gece beslenmesi var ise süt dişlerinde çürük oluşumu kaçınılmazdır.

Çocuklarda ilk diş hekimi muayenesi ilk dişin sürdüğü zaman olan 6 ay- 1 yaş arası dönemde yapılması önerilmektedir. Bu muayene sonucunda çocuklarınızın ağız hijyeninin nasıl sağlayacağınızın bilgileri, diş fırçası ve diş macunu önerileri, dişler açısından doğru beslenme önerileri verilmektedir.

Süt dişleri de daimi dişler gibi sinir-damar paketi olarak adlandırılan pulpa içermektedir. Çürük lezyonunun pulpaya yaklaşması ile zamanla dişte enfeksiyon başlamaktadır. Bu durumda süt dişine kanal tedavisi yapılmaktadır.

Ortodontik tedavinin; Yüz estetiğine olan katkıları Hoş bir gülümseme sağlaması Akıcı ve anlaşılır bir konuşma kazandırması Kişinin çiğneme fonksiyonlarını güçlendirmesi Çene ve eklem bozukluklarının önüne geçilmesini sağlaması Diş eti rahatsızlıklarının engellenmesi Diş çürüklerine olan yatkınlığın azaltılması gibi avantajları, bu tedaviyi tercih etmenizi sağlar.

Yetişkin bireylerde diş çekimi dişlerin düzgün görünmesi için yapılır. Mesela gömük kalan bir dişiniz var ise; yirmilik dişler gibi ve çenede sıkışıklığa neden oluyorsa bazı çürük olmayan dişlerde çekim yapılabilir. Hastalar çoğunlukla çürük olmayan dişlerin çekileceğini duyduklarında çektirmek istemeyebiliyorlar. Fakat dişlerin düzgün estetik bir görünüme sahip olması için dişler düzelse de yeterli alan olmadığından tekrar bozulmalar olacaktır. Dişlerinizin görünümünün kalıcılığı için dişinizin çekilmesi size olumlu dönecektir. Ama şunun da hatırlatılması gerekir ki her hastada çekim gerekli olmayabilir.

Hastanın dişlerindeki çapraşıklık oranına, dişlerin ölçüsüne, hastanın çene ve kemik yapısına ve görüntüleme teknikleri uygulanarak röntgenlerine bakılmalıdır. Bazı durumlarda yer darlığının ölçülmesinde modelleme yetmemektedir. Uzman bir ortodontist tarafından muayene olmayı unutmayın.

Ortodontik diş tedavilerinde eğer gerek varsa diş çekimi yapılabilmektedir. Fakat bunun tanısı ve işleminin yapılabilmesi için mutlaka uzman diş hekimine görünmeniz gerekir. Doktorunuzdan eminseniz bu işlemin sonunda siz ve dişlerinizde herhangi bir zarar görmeyecektir. Ortodonti tedavinizin devamı için faydalı olacaktır. Bazı ortodontik tedavilerde yer kazanmak gerekir. Bunun için diş azaltmak iyi bir yöntem olacaktır. Bu yöntemin yapılış amacı ise komşu dişlere zarar vermesinin istenilmemiş olmasıdır. Diş çekiminin devamında hemen tedavi yapılmalıdır. Çekilen dişlerin yerlerinde boşluk kalmayacaktır. İlk amaç tedavi işlemlerini çekimsiz yapmaktır. Fakat ihtiyaç duyuluyorsa çekim sağlanır. Tedavinizde en iyi yanıtı diş hekiminiz verecektir. Muayene olmayı mutlaka unutmayın.

Üst çene bölgesinde darlık olması, bazı ortodontik problemlerin görülmesine yol açmaktadır. Bunların en çok görüleni ve bilineni; dişlerde meydana gelen çarpıklıktır. Üst çene dar olduğu için; çocuğun çıkacak yeni dişleri çene kemiği içerisinde yer bulamayıp, çarpık olarak çıkacaktır. Aynı zamanda, dişler tam olarak kapanamadığı için çiğneme fonksiyonu tam olarak yerine getirilemez. Bu durum; çocuğu rahatsız ederek, farklı rahatsızlıkların görülmesine de temel hazırlayabilir. Bir başka nokta ise çene kemikleri tam olarak kapanmaz ve alt çene kapanmayı yapmak için sağ ya da sol tarafa doğru kayma meyilinde olur. Bu durum ise çocuğun büyümesi döneminde, çenesinin normal dışında görünmesine yol açar. Bu olumsuz sonuçlar nedeniyle, üst çene darlığı; erken yaşlarda teşhis ve tedavi edilmesi gereken büyük bir problemdir.

Kişinin ağız yapısının sağlıklı olması, her yaş grubu için önemli bir noktadır. Üst çene darlığı, çocukluk dönemde tedavi edilmesi gereken ağız ve diş sağlığı sorunu olup, asıl sebebi çocukların gelişim dönemlerindeyken; burun yolu ile değil, ağız yolu ile solunum yapmalarıdır. Bu durum ise; bademciklerden, eğik olan burun kemiğinden, geniz etinden, anatomik nedenlerden kaynaklanıyor olabilir. Üst çene darlığı olan çocukların genel olarak yorgun bir surat ifadeleri vardır ve konsantrasyon bozuklukları ile hemen fark edilebilirler. Yüzleri ise uzamaya meyillidir.

Porselen materyali çay, kahve gibi boyayıcı gıdalardan etkilenmemektedir. Yapıldığı zaman nasıl bir beyazlıkta ise kendi rengini aynen korumaktadır. Fakat diş eti çekilmeleri, diş sağlığında meydana gelecek bir olumsuzluk, nekroz gibi durumlarda dişin rengini yansıttıkları için renk değişikliği olabilmektedir.

Gülüş tasarımı ifadesi ile anlatılmak istenen hastaların gülüş hattına, yüz simetrisine uygun diş dizaynının yapılması ve bu dizayna uygun olarak diş eti düzenlemesinin, diş beyazlatma tedavilerinin yapılarak multidisipliner bir yaklaşımla estetik seviyenin maksimuma çıkarılması olarak ifade edilebilmektedir.

İlerlemiş bir çürük lezyonu ağız kokusu yapabileceği gibi ağız kokusunun tek sebebi de çürük değildir. Sigara kullanımı, yoğun diş taşı, üst solunum yolu enfeksiyonu, geniz akıntısı ve mide problemleri de ağız kokusuna sebep olmaktadır.

Diş çürüğünün meydana gelmesi tek bir sebeple açıklanamamaktadır. Beslenmenin sıklıkla şeker içeriği yüksek gıdalardan yana tercih edilmesi ve ara öğünlerde tatlı gıdalar tüketilmesi, Günde en az 2 defa sabah/ akşam 2 dk diş fırçalamanın üzerine her gün diş ipi kullanımı ile ara yüzlerden gıda artıklarının temizlenmemesi veya genetik yatkınlıklar (diş anatomisi, mine yapısının kalitesi, tükürük ile ilgili özellikler…) diş çürüklerine sebep olmaktadır.

Amalgam restorasyonu yapılan dişlerde zamanla grileşme görülebildiği gibi uzun süre çürükle enfekte olmuş dişlerde veya bir yere çarpma sonucu travma meydana gelmiş dişlerde pulpa nekrozu yüzünden kararma, grileşme olabilmektedir.

Kanal tedavisi ile dişin ağrıyı, soğuk ve sıcağı hissetmesini sağlayan damar-sinir paketi(pulpanın) çıkarılması işlemidir. Bu sebeple kanal tedavisi sonrası diş kaynaklı ağrı beklenmese dahi dişin kökler çevresindeki dokular kaynaklı ağrılar olabilmektedir. Her kanal tedavisinde yaşanmayan bu durum ağrı kesici kullanımı ile hafiflemektedir.

Kanal tedavisinin süresi dişin enfeksiyon boyutuna göre değişmektedir. Enfeksiyon gelişmemiş bir dişte rutin kanal tedavisi bie seans sürmektedir. Akut ağrılı veya abseli bir dişte ise ilk önecelikle dişin pulpası çıkarılıp dişe pansuman yapılır. İkinci seansta ise enfeksiyon bulguları geçtiyse kanal tedavisi tamamlanır. Kanal tedavisinin randevu süresi minimum 1 saattir.

Koltukta tedavilerini yaptıramayacak derecede korkan çocuk hastaların tedavileri genel anestezi altında yapılmaktadır. Ameliyathane şartlarında yapılan 0-3 saatlik bir genel anestezide tüm tedaviler bir günde bitirilmektedir.

Yer tutucular; düşme yaşı gelmeden çeşitli sebepler yüzünden kaybedilen süt dişlerinin altından gelen daimi dişlerin düzgün bir şekilde ağız ortamına gelebilmesini sağlayan sabit veya hareketli apareylerdir. Alttan gelecek dişin ağız ortamına yerleşeceği boşluğu korurlar.

Bebeklerde ilk diş çıktığı andan itibaren parmak fırçalar ile diş temizliğine başlanmalıdır. Arka süt azı dişlerinin de sürmesi ile birlikte çocuğun yaşına uygun kıllı diş fırçaları ile temizlik devam etmelidir. 0-3 yaş döneminde sürüntü şeklinde fluorsuz macun fırçanın kılları arasına yayılmalı ve fırça suda ıslatılmadan kuru fırçalama yapılmalıdır. 3 yaş itibariyle fluorlu macun ile fırçalama yapılmalıdır.

Süt dişinin sinir damar paketi ile altında sürmeyi bekleyen daimi dişin sinir damar paketi ayrıdır. Kanal tedavisi yapılan süt dişlerinin altından kalıcı diş problemsiz gelmektedir. Tedavi edilmeyen süt dişlerinde enfeksiyon meydana gelince daimi dişler bu durumdan etkilenmektedir. Bu sebeple süt dişlerinin tedavi edilmesi çok önemlidir.